Gotik mimari olağanüstü yapısı ile oldukça dikkat çekmektedir. Avrupa’nın hangi şehrine giderseniz gidin, ilk dikkatinizi çeken şey oldukça görkemli binalar olacaktır. Bu binaların çok büyük kısmı ise Orta Çağ diye de isimlendirilen zamanda ortaya çıkan Gotik mimarinin izlerini taşımaktadır. Gotik mimari dünyanın en yaygın mimari akımlarından birisi olarak bilinmektedir. Peki Gotik mimari nedir gelin hep birlikte inceleyelim.
Gotik Mimari 12. yüzyılda Fransa’da ilk kez ortaya çıkmış ve oradan da tüm dünyaya yayılmıştır. Avrupa’nın pek çok kentinde süslü dekorasyona, gül motifleri ile bezenmiş pencerelere, yüksek tavanlara ve sivri kemerlere sahip kiliseler, katedraller, saraylar ve devlet binaları görmek mümkündür. Aslında gotik tarzın en güzel örnekleri de Fransa’da bulunuyor demek doğru olacaktır.
Gotik mimari 16. yüzyıla kadar popülerliğini büyük ölçüde sürdürmeye devam etmiştir. Bu 400 yıllık süreç içerisinde ise birbirinden muhteşem yapılar ortaya çıkmıştır. Gotik tarzda inşa edilen mimari yapılara baktığımızda karşımıza;
Saint Denis Bazilikası
Notre –Dame De Paris
Chartres Katedrali
Reims Katedrali
Amiens Katedrali
Milano Katedrali
Westminster Manastırı
Sevilla Katedrali çıkmaktadır.
Gotik mimari genel olarak süse, gösterişe ve daha uygun bir tabirle yüksekliğe değer vermektedir. Halkın üzerinde baskın güç olan kilisenin etkisini gotik tarzı ile binalarda bile görmek mümkündür. Yine gösterişli oyma işlemeler, büyük vitray pencereler, uçan payandalar, heykeller, yüksek tavanlar bu mimari akımın en belirgin özellikleri arasında gösterilmektedir.