Selimiye Cami, Osmanlı Devleti’nin İstanbul’dan önce başkentliğini yapmış olan Edirne şehrinde Mimar Sinan tarafından yapılan olağanüstü bir yapı olarak karşımıza çıkar. Selimiye Camii ve Külliyesi 2010 senesinde UNESCO’nun Dünya Mirası Listesine girmeye hak kazanmıştır. Şehrin dört bir yanından görülebilen ihtişamlı ama aynı zarif dört minaresi ve muhteşem kubbesi ile eşsiz bir yapı olarak bu listede olması hiç de şaşırtıcı değildir. Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” dediği bu yapı, II. Selim’in emri ile inşa edilmiştir.
Selimiye Camii’nin inşası 1568 yılında başlamış ve binlerce işçinin çalışması neticesinde yedi yıl sonra yani 1575 yılında inşa tamamlanmıştır. İlk etapta anıtsal görüntüsü ile dikkat çeken caminin her bir köşesinde bulunan üç şerefeli dört minare ve caminin diğer unsurlarının bir araya gelmesi onu eşsiz kılarken, Türk İslam mimarisinin de en önemli eserlerinden birisi aline getirmiştir. Caminin en uçtan en dibe kadar uzunluğu 85,67 metre olarak hesaplanmıştır. Minarelerin dikkat çeken bir diğer önemli yanı ise olabilecek en ince şekilde tasarlanmış olmasıdır ve her birinde de birbiriyle çakışmadan ayrı ayrı şerefelere ulaşan üçer merdiven bulunmaktadır.
Selimiye Camii dış görüntüsü ile dikkatleri üzerine çekse de iç tasarımı da en az dışı kadar hayranlık uyandıracak cinstendir. Olağanüstü kubbesi altında olmak bile insanda coşkulu hisler uyandırmaktadır. Çeşitli işlemler ve motiflerle mermer işçiliğinin de en dikkat çekici örneklerinden birini gözler önüne serer. Yine çini sanatının da güzel örneklerini Selimiye Camii’ nde görmek mümkündür.
Selimiye Cami, Osmanlı Devleti’nin İstanbul’dan önce başkentliğini yapmış olan Edirne şehrinde Mimar Sinan tarafından yapılan olağanüstü bir yapı olarak karşımıza çıkar. Selimiye Camii ve Külliyesi 2010 senesinde UNESCO’nun Dünya Mirası Listesine girmeye hak kazanmıştır. Şehrin dört bir yanından görülebilen ihtişamlı ama aynı zarif dört minaresi ve muhteşem kubbesi ile eşsiz bir yapı olarak bu listede olması hiç de şaşırtıcı değildir. Mimar Sinan’ın “ustalık eserim” dediği bu yapı, II. Selim’in emri ile inşa edilmiştir.
Selimiye Camii’nin inşası 1568 yılında başlamış ve binlerce işçinin çalışması neticesinde yedi yıl sonra yani 1575 yılında inşa tamamlanmıştır. İlk etapta anıtsal görüntüsü ile dikkat çeken caminin her bir köşesinde bulunan üç şerefeli dört minare ve caminin diğer unsurlarının bir araya gelmesi onu eşsiz kılarken, Türk İslam mimarisinin de en önemli eserlerinden birisi aline getirmiştir. Caminin en uçtan en dibe kadar uzunluğu 85,67 metre olarak hesaplanmıştır. Minarelerin dikkat çeken bir diğer önemli yanı ise olabilecek en ince şekilde tasarlanmış olmasıdır ve her birinde de birbiriyle çakışmadan ayrı ayrı şerefelere ulaşan üçer merdiven bulunmaktadır.
Selimiye Camii dış görüntüsü ile dikkatleri üzerine çekse de iç tasarımı da en az dışı kadar hayranlık uyandıracak cinstendir. Olağanüstü kubbesi altında olmak bile insanda coşkulu hisler uyandırmaktadır. Çeşitli işlemler ve motiflerle mermer işçiliğinin de en dikkat çekici örneklerinden birini gözler önüne serer. Yine çini sanatının da güzel örneklerini Selimiye Camii’ nde görmek mümkündür.